Daisypath Happy Birthday tickers

Daisypath Happy Birthday tickers
Lilypie Second Birthday tickers

21 Aralık 2014 Pazar

İlk Diş Düşer..

Aslında daha vakit var zannediyordum. Meğersem vakit çoktan gelip çatmış. Sanırım annelerin gözünde çocuklar hiç büyümüyor. Eski fotoğraflarına baktığımda, daha dün bebektin, bugün koca adam gibi geliyorsun gözüme:) 

23 Ekim'de 'dişim sallanıyor' dedin. 28 Ekim'de dişin düştü. Ciklet çiğnerken dişin düşünce, Cepa'nın yürüyen merdivenlerinde kayboluverdi. Ne olduğunu bile anlamadık;) Artık 2. dişini ilk dişin niyetine saklayacağız:) İnci gibi dişlerin olsun kuzucum.. 


4 Ekim 2014 Cumartesi

Bugün Günlerden Bisiklet;)

Hatırlıyorum da; abimin bisikletinde bisiklete binmeyi kendi kendime öğrenmeye çalışırken çok feci düşüp dizimi kötü yaralamıştım. Nasıl etkilendiysem aradan yıllar geçmesine rağmen hâlâ hafızamda.. 



Bugün Efe iki tekerlekli bisiklete binmeyi öğrendi. Önce biz bisiklet kiralayıp Eymir Gölü'nü turladık. 

    Bisikletin arkası hiç çekici gelmedi küçük beye..

   Havayı hissetmeli..

Sonrada Bağ Evi'ne kadar Efe bisiklete bindi biz de yürüdük. Babayı biraz(!) koşturduk;) 

    İki tekerlekliye binmenin özgürlüğü.. 

Günün sonunda kaç kalori verdik bilmiyorum ama balıkları da lüpletmeden edemedik;)

    Oğlum güzel fotoğraf çeker:)


    Ah o gemide ben de olsaydım:)

Biraz da suyla oynamak lazım tabi; gitmişiz göle kadar.. Bir yelkenli yapıp göle açılmalı:)

Tatil güzel şey vesselam.. Bu defa ayrılmadık Ankaramızdan. İyi yapmışız; şehrin böyle boş hali bir başka güzelmiş:)

10 Eylül 2014 Çarşamba

Yeni Okul Yeni Baslangic..

Eski okulumuzdan oldukça memnun olmamıza rağmen, Efe'yi ilkokula gideceği okulun anasınıfına vermeyi tercih ettiğimizden, bu yıl yeni bir başlangıç yaptık. Buarada devlet bizi ilkokula atadı ama bence 5,5 yaş 1. sınıf için çook erken. Bu yüzden gidip dilekçe verdim. İşlem tamam:)

Gelelim yeni okulumuza.. Umarım doğru bir karar vermişizdir ve inşallah mutlu bir eğitim-öğretim hayatı geçirirsin güzel oğlum. Okul hakkında şimdilik çok bahsedecek fazla birşey yok. İlk hafta olduğundan 9-12 saatleri arasında okulda olacaklar. İlk gün heyecanını kaçırdık buarada. Eylül geldi ve hastalıklar başladı; öksürükle start aldık. Bu kış lütfen güzel geçsin. Neyse bir önceki okulda da yıl sonu gösterisine gidememiştik. Yine hastalanmıştık:( Anlaşılan oğlumun bestseller misali rağbet gören günlere alerjisi var;)) 

Bir anne/baba okuldan ne bekler? Tabiki en başta çocuğunun mutluluğunu ve sağlıklı bir ortamda iyi vakit geçirmesini.. Ezberden uzak, öğrendiklerini irdeleyen, mantıklı yaklaşımlar sergileyen, meraklı ve soru soran çocuklarımız olsun.. Ve tabiki onların bu heveslerini ve meraklarını köreltmeyen öğretmenler başımızdan  eksik olmasınlar..


    İki Efe aynı sınıfta:) 

İki Efemiz aynı sınıfta bu sene. Hani Çeşme tatiline beraber gittiğimiz:) Fotoğraftaki sarışın fıstıkta öğretmenimiz sanılmasın; diğer Efemizin annesi:) Büyük bir veli dayanışması örneği sergileyeceğiz bu sene;) İnşallah yani;))

Geçen seneki okulumuzun konuya ne kadar katkısı oldu bilemiyorum ama sanatçı ruhlu bir balık yetişiyor;) Sanatçımızın resim yapma isteğinin ya da haksızlık etmeyeyim; oğlumun ilhamının ne zaman geleceğini diyeyim, tahmin etmek namümkün. İlham bazen sabah, ben 'hadi oğluuum hızlıı bitir kahvaltınıı' diye yırtınırken 'anne ben bir resim yapıp geleyim' şeklinde çıkıveriyor ortaya, bazen tam yatacakken.. Aslında özetle, çoğunlukla bir yere yetişmemiz gerekirken. Yaa sabır:)) Kasıt mı var acaba bu işte?:)) Yine de itiraf edeyim hoşuma gidiyor resmi sevmesi..



    Tshirtler ipe asılmışmış:)

28 Ağustos 2014 Perşembe

Kâh Orada, Kâh Burada..

Çam ağaçlarının altında şezlonga yayılmış bir şekilde, esen rüzgarın tatlı serinliğinin ve dalga seslerinin eşlik ettiği bir ortamda bu yazıyı yazmak tabiki keyifli;) 

    İşte o ağaçların altı:)

Nerdeyiz efenim? Bu defa Çeşme'de.. 

    Çeşme'den merhaba:)

Bu tatilimizi de arkadaşlarımızla yapalım dedik. 

    Alaçatı sokaklarından..

Aslında çocuklu ailelerin kesinlikle kafa dengi (en az) bir aileyle tatile gitmelerini tavsiye ederim. O kadar rahat oluyorki; 'anne hadi yüzelim' 'hadi baba koşalım' vb cümlelerden kurtulma garantisi 100%! Tatil daha planlarken bile keyifli hale geliyor;) 

    Arkadaşla tatilde eğlence cepte;)

İlk iki gün deniz süt limandı. Havuz gibiydi.. Denize resmen aşık olduk. Fakat sonra rüzgar ve dalgalar bizi yalnız bırakmak istemediler:P 

    Plajda 'Ooo yeeea' pozu:))

Biraz deniz biraz havuz keyfi yaptık..

    Babalar&oğulları:)

Efe bu sene ilk defa parmak arası terlik giydi. Pek bi' sevimli oldu;) Babaya da giydirebilseydik iyiydi.

    İlk parmak arası deneyimi..

İki sene önceki üç anne&üç oğul gezimizde Alaçatı'ya gelmiştik fakat çok gezmemiştik. Ilıca'da bol bol denize girmeyi tercih etmiştik. Bu defa Alaçatı'nın o şirin sokaklarında gezinmek kısmet oldu. Çok gezince acıktık:) Beğendik Abi'de balık yedik. Nefisti. Gidenlere şiddetle öneririm. Hem mamalar güzel hem de ilgi alaka.. Asıl merkezi Urla'ymış. Aklımızda bulunsun.. Olur da Tuğcu ailesi tarafından kazı yerindeki yeni çıkarılan malzemeleri görmek için Urla'ya davet edilirsek, uğrarız:))

    Alaçatı'da gezinti.. Denizdeki foto bonus:P

Tatil demek yemek demek:)) Alaçatı'ya inmişken Rumeli dondurmacısında dondurma ve İmran Han'da sakızlı tatlıyı da esgeçmedik. Şirin sokaklara ve mekanlara aşık olduk. Burada ne güzel yaşanır dedik..

Çeşme merkeze de uğradık. Eksik kalmadık:)

Ve yazı kapattııık...

   

14 Ağustos 2014 Perşembe

Tatile Doyum Olmaz:)

Anne&oğul bir valizle yola çıkabiliyormuşuz yahu:)

Bunu keşfedince ver elini Bodrum yapalım dedik:P

    Minik adam uçağı beklerken pek heyecanlıydı..

Tatilden yeni döndük ama dediğim gibi tatile doyum olmaz. Fırsat varken gezmeli:) 

Hem teyzemizi ve kuzenimizi özledik, hem de Bodrum'un denizini.. Hepsi birarada olunca tadına doyum olmuyor:)

Çok sevmiş küçük adam begonvilleri..

Kaldığımız sitesinin kendi plajı var. Bir kaç basamakla denize giriliyor. Taşlı/kumlu bir kıyısı yok yani. Hal böyle olunca taktık kollukları Efe'ye ve attık derinleree.. İlk defa bu kadar derinde; benim de boyumu çok çok geçen yerlerde kolluklarıyla rahatça yüzdü. Cesur erkeğim benim:))) Sırada tabiki kolluksuz yüzme hedefimiz var.

    Derinde yüzebilmenin mutluluğu:)

İlk gün alıştı sonra gelsin atlamalar, zıplamalar, dalmalar;)

    Balık adam:)


    Çok iyi dalarım:)


    Kuzenle yüzmece..

Balık adamımız aynı zamanda iyi bir fotoğrafçı olmaya aday. Tatil boyunca çok güzel fotoğraflar çekti.


      Hem fotoyu çekti hem de üzerine   adını yazdı:)

Denizi de severim içinde yaşayan canlıları da düsturuyla hareket eden Efemiz ahtapot, kalamar ve balık çeşitlerini itinayla gövdeye indirdi.


    Bitez'de bi' balıkçı.. 

Bu tatilimiz oldukça verimli geçti. Hem özlem giderdik, hem güzel vakit geçirdik, hem de yüzme konusunda cesaretimizi sergiledik.. 


    'Ciddi adamım' bakışı..

Teyzemizi, kuzenimizi, Bodrum'u ve güzelliklerini geride bırakıp dönme vakti artık.. Seneye inşallah görüşmek üzere..

25 Temmuz 2014 Cuma

Güzellik..

Yok böyle bir güzellik.. 


Efe'nin ilk arkadaşlarından, fıstığımız Defnemiz bize en son geldiklerinde Efe'nin masasına bu resmi çizmiş. Defne'ye resmi gösterdiğimizde 'spor yapan Efe'yi çizdiğini' söyleyip ekledi; 'ben onu düşünüyorum o da beni!'.. Defne'nin dediğine göre oklu kalbi de Efe çizmiş buarada. Efe ise ben çizmedim Defne çizdi diyor:)) Neyse, gayet güzel bir takım çalışması olmuş diyelim. Hem de en romantiğinden;))

Yerim sizi; çok tatlısınız çoook!

Ve beklenen tatil başlar..

Başlar başlamasına da tatillerin öncesinde hep hasta mı olunur ya?! Neyse atlattık çok şükür 4 gün süren karın ağrısı ve kusma durumunu. Sanırım salgın vardı. Bununla geçsin gitsin diyoruz..

Tatil demek deniz demek.. Attık kendimizi serin sulara..

    Konyaaltı plajından sevgiler:)

    Anne&oğul..

    
Güzel terası görünce bi' meditasyon yapayım demiş minik adam.. Muhtemelen Antalya'ya taşınmayı hayal ediyordur;) Bu sırada yanıbaşında mangal yapılıyor olması da olayın ilginç tarafı:)) Hindistan'da oksijenle beslenen insanlar varmış diye çıkacak bir gün karşıma! Yemek ya da yememek işte bütün meselee!!

Yemek demişken, oğlum bize sacda börek bile pişirdi. Konya usulü:P


    Haydiii! Börekçi geldiii! Taze taazee:))

Hem de börekleri kendisi açtı:)

    Bu iş ciddiyet ister isimli çalışma:)

Tatil demek yiyeceğin dibine vurmak demek;P 
Hamur işine doyamadık ve bir daha kolları sıvadık..
Efe ve babanesi açtılar, ben de pişirdim:)

    Minik eller iş başında...


Tüm tatil boyu gözü ne kova&kürek ikilisini gördü ne de başka şey. Varsa yoksa dalgalarla boğuştu. Plajdaki diyaloglardan alıntılar;

- Bak anne nasıl atlıyorum? 
- Hadi gel ayakta durabilme yarışı yapalım. 
- Senin kalkanın olup dalgalardan koruyayım seni. 
- Hadi biraz da sen benim kalkanım ol! 

Kabul ediyorum çok eğlenceliydi. Ben de çoğunlukla eşlik ettim miniğime. Ee eğlenmek için bu güzel fırsatı kaçıracak değildim elbet:))

    Plajın özeti..

Hep Konyaaltı plajındaki dalgalarla boğuşacak değildik ya.. Bir de Side'dekileri görelim diye çıktık yolaa..

Plajın dibindeki 1-2 otel çok hoşumuza gitti. Denizin sığ olması Efe'nin çok hoşuna gitti. Su resmen hamam suyu gibi:) Plajın kum olması kumdan kale yapmak için ideal.. Keyifli ve güzel bir gün oldu.
 
    Şort mayolu resim Konyaaltı'ndan, yanıltmayalım:P

Konyaaltı plajında sadece denize girilmediğini gördük. Bir de baktık biri almış uçurtmasını mavi göklerde uçuruyor. O kadar da çok yükseltmişti ki hayran hayran seyrettik. Bizim ip o kadar uzun olmasa da hadi biz de bir deneyelim dedik ve ertesi gün uçurtmamızı umutsuzca çıkarttık bagajımızdan. Umutsuzca diyorum çünkü Ahlatlıbel'de çok çabalamıştık havalara uçurtmak için ama sonuç tatmin edici olmamıştı. Meğersem olay rüzgarmış! Uçurtmamız hemen havalanıverdi. Keşke daha uzun olsaydı ipimiz diye hayıflanırken, ilk defa bu kadar güzel uçurabilmenin sevinciyle ben şahsen mest oldum. Efe mi? Hiiç ilgilenmedi. O sırada plajda tanıştığı arkadaşıyla beraber dalgalarla boğuşmakla meşguldü zatı muhterem:))


    İçimdeki çocuk pek bi' mutlu oldu:))

Efe uçurtmayla hiç ilgilenmedi dedim ama anlaşılan kendince yapacaklarını sıraya koymuş olmalıki dalgalarla oynaması bitince hadi uçurtma uçuralım dedi. 

    Ooo ne kadar yükseeek bakışı;)

Bu uçurtmayı son görüşümüz oldu:)) Efe bir ara birazcık gevşek bırakınca olanlar olduuu..

Ee duracak değiliz sırada oynayacak ne var? 


    Eğlenmek için her zaman birşeyler bulunur;)

Bu defa Antalya'yı ziyaret ettiğimizde bir de yeni bir dondurmacı keşfettik; adı Dondurma Dükkanı. Aslında dondurmacı eski de, bizim için yeni desem daha doğru olur. Yaşar Usta'nın ilk dükkanı Bostancı'ymış! Yıllarca dibimizdeki lezzetten mahrum kalmışız yahu!:)) 
Kırmızı erik ve çileğe tek kelimeyle ba-yıl-dımmm! Mmmm! Yazarken bile ağzım sulandı bee!!:)) Yolu Antalya'ya ya da Bostancı'ya (İstanbul) düşenlere eğer hâlâ denemedilerse şiddetle tavsiye ederim. Deneyen zaten her fırsatta kesin uğrar!:) 

    Kırmızı erikli dondurmasever minik:)

Tatil demek aynı zamanda amcayla da özlem gidermek demek.. 

    Amca sevgisini kelimelerle değil bakışlarıyla gösteren oğlum..

Şeker tadında güzel ve keyifli bir tatil ve özlem gidermece oldu..

   
 Sonraki tatillerde görüşmek dileğiyleee...

31 Mayıs 2014 Cumartesi

İlk defa..

Bugün ilk defa evde 10 dakika kadar yalnız kaldın. Ben aşağıdan süt alıp gelinceye kadar.. Büyüyorsun be miniğim..
S: Bravo sana cesur erkeğim. Korktun mu?
E: Hep seni düşündüm anne!
S: :))) (anne mest olur)


5 Mayıs 2014 Pazartesi

Bu aralar biz..

Buaralar neler yaptık diye kısa notlar yazasım var. Kızdırmak gibi olmasın; oturmuşum Bodrum Hilton Türkbükü'nün terasına, önümde alabildiğince yeşil ve mavi varken nasıl yazılmazki;))

Okulda bowling yarışı yapıp takımının birinci olmasını sağladığını duyunca, hadi bakalım görelim nasıl oynadığını diyerek bowlinge gittik. Kabul etmeliyim güzel oynuyorsun yetenekli oğluşum;) Kaç defa strike yaptığını hatırlamıyorum bile. Ne demişler zekâ ve yetenek anneden gelirmiş;P Benim sadece 1 defa strike yapmış olmamı nasıl açıklarız bilmem de, karıştırmayalım bu durumu;D




Küçük Hanımlar Küçük Beyler Tiyatro Festivali'nden bu yıl mümkün olduğunca faydalandık. Kitabını severek okuduğumuz 'Canını En Çok Ne Yakar?' ve 'Tenekeden Çıkan Çocuk' oyunlarını keyifle izledik. Okul da sağolsun başka bir oyuna götürdü. Böylece bu yılki festival skorun 3 oldu miniğim..



Müziğe biraz dokunalım dedik.. Her bireyin en az bir hobisi olması iyidir de dedik:) ve okuldan çıktıktan sonra her gün önünden geçtiğimiz bir müzik okulunun kapısını çalarak 'acaba?' dedik. Acaba Efe enstrüman konusunda neler yapabilir.. Kemanla bir başlayalım diye düşünüp, kolları sıvayarak 2 dersi geride bıraktık bile. Şimdilik umut vadediyorsun miniğim. Zekâ ve yetenek konusunda ne demiştik:P



Havaların güzel olmasını fırsat bilip kendimizi Eymir'e attık. Çok güzel bir gündü.. 3 minik çok güzel eğlendi. Bisiklete bindi. Top oynadı. Koşturdu, kudurdu.. Açık hava hem biz annelere hem de çocuklara iyi geldi.


Etrafta gelinciklerin çıkmaya başladığını görünce çok mutlu oldum. Bahar tüm güzelliğiyle yine geldi. Bisiklete atlayıp, kendimi yeşile atıp deeriin deeriiin nefes alırken rüzgarı yüzümde hissedesim var..
Bahar, iyi geliyorsun bana.. Ve tabiki oğluma da:)

8 Nisan 2014 Salı

Rengarenk!

Efe, 27 Ağustos'ta kreşe tam gün gitmeye başladı. Okuldan önce resme çok fazla ilgi göstermezdi. Onun yerine ıııığğn ıığğnnn eşliğinde arabalarla oynamak çok daha cazip geliyordu. Kim niye masaya oturup resim yapsınki modundaydı.. Okul hayatımızı renklendirdi. Resimler yapılır oldu. Satranç ile tanışıldı. İngilizceye merak salındı. Farklı şarkılar söylenir oldu. Sanırım itiraf etmeliyim; tam gün kreşe gitme işine 1 yıl önce başlayabilirdik. 

Perşembe günü 1 gecelik gittiğim seyahatten döndüğümde 'anneee sana bir sürprizim vaar!' diye yanıma gelen fıstığımın harika sürprizi;

                   Dikenli dinozor.. 

     Buaralar dinoları pek seviyoruz:)

Yapılan her resmi büyüyünce göstermek için evde saklamak isterdim ama bu pek mümkün durmuyor. İyiki blogumuz var;)

     Resimdeki gülen yüz ve rengarenk   
     güneş çok hoşuma gitti..

         Renk seçimlerine bayıldım;)

         Ya bir tekne, ya da makinist treni kullanırken konulu bir resim;P 

Hayatımın rengarenk yönü, seni çok seviyorum!