Daisypath Happy Birthday tickers

Daisypath Happy Birthday tickers
Lilypie Second Birthday tickers

6 Temmuz 2012 Cuma

3 ana & 3 oğul :)

Karar verip çıktık yola.. Konuşmanın başını hayal meyal hatırlıyorum; 'sen yemek yapmayı biliyor musun ki?' şeklindeydi sanki.. 'Gelin İzmir'e, göstereyim!' diye yanıt gelince Ela teyzemizden, e biz de gelelim o zaman diyiverdik. Diyiverdik ve soluğu İzmir'de alıverdiiik:) 3 anne & 3 oğul buluşuverdik İzmir havaalanında. Ela sağolsun, daha gitmeden dolu dolu bir program yapmış. Hatta -mış demeyeyim, İzmir öncesi yaptığı programı bizimle de paylaşarak, seçenekler sunmak suretiyle bizim talebimize göre de programı şekillendirdi.

Bir önceki postumda yazdığım, Üç Elma Doğal Tarım Çiftliği'nde dereye giren oğlum beklediğim gibi nezle oluvermişti. İzmir öncesi zaten bir aksilik bekliyordum. Yine de ya gidilecek ya gidilecek modunda olduğumdan yanımıza ateş ölçer ve Peditus alarak çıktık yola. Havaalanına giderken yolda uyuyan Efe, otoparkta kusarak uyanınca, İzmir gezisi sanırım hastanede geçecek diye geçirdim aklımdan. Kustuktan sonra canlanıverdi. Neyse, iyi düşünelim iyi şeyler olsun diyerek kötü düşünceleri kovmaya çalıştım aklımdan. Sonda yazacağımı başta yazayım; sadece ilk gece uyanıp kusar gibi oldu. Sonra, İzmir'in havasından mıdır suyundan mıdır, yoksa Ela'nın rahatlığından mıdır ne oksürük kaldı ne de kusma. Rahat bir tatil geçirdik. Neymiş, rahat olmak lazımmış:P 

21 Haziran'da akşam 19:30'da ben ve Efe uçakla İzmir havaalanına indik. Öznur ve Kutluay arabayla gittiklerinden bizden önce varmışlardı. Karşılanmamızla başlayan İzmir serüveni 26 Haziran salı akşam 20:45'e kadar sürdü. 

İlk gün, ayağımızın tozuyla Hipodrom'da aldık soluğu. Yarışlar seyredildi.


Ebru ve Evren isimli atlar sevildi. At yarışı için bahis oynayanların bağrışları çocuklar tarafından şaşkınlıkla seyredildi:) 'Yürü oğlum' 'hadi oğlum!' diye bağıran izleyiciler bizimkilerin tüm dikkatini atlardan bağıranlara yöneltmelerine yetti:)



Cuma günü Doğal Yaşam Parkı'na gittik. Bütün günümüz burada geçti. Dinlenirken ufaklıklar kum/park keyfi yaparken biz de cafede soğuk içeceklerle serinledik.



Merakla etrafa ve hayvanlara baktılar. Hayvanların yaşama yerleri çok ferah. Hepimiz sevdik bu Doğal Yaşam Parkı'nı:) 


Dönüşte yolda şüphesiz sızıp kaldılar. Üç küçük silahşör o kadar çok koşturduki, aksi düşünülemezdi bile:)

Ertesi gün, Alaçatı'ya uzanalım diyerek atladık arabamıza. Denize gireceğimizden mayolarımız, kova ve küreklerimiz, güneş kremlerimiz unutulmadı. Yolda önce güzel bir kahvaltı yaptık, sonra da yolumuza devam ettik. Alaçatı çok rüzgarlı olduğundan, yolda çok sayıda rüzgar türbinleri gördük. Çocukların çok hoşuna gitti. Ege'nin rüzgar türbinlerinin ne işe yaradığına dair açıklaması süperdi. Söylediği cümleyi tam hatırlamıyorum ama özetle erezyonu önlediğini tekrarlıyordu güzel kuzum. Hem de hep aynı cümleyle:) Aklına ne geldiyse...

Ilıca'da denize girdik. 3 küçük adam çok çok eğlendiler. Efe ilk defa 3-4 saat kesintisiz deniz ve kumla haşır neşir oldu. Talihsiz kuzum Antalya'ya her gittiğinde hasta olduğundan, denize 5-10 dk giriyordu. Eğer bu sene de Kaş tatilimiz aynı geçerse, Antalya'yı tatil listemizden çıkarıp rotayı İzmir'e çevireceğiz.




Bu kadar oyun sonrası deli gibi acıkıp tombik kasap köftelerine yumuldular. Bir annenin en büyük mutluluğu, çocuğunu aç kurtlar gibi yemeğe saldırırken görmektir herhalde:P

Dönüşte çocuklar arabada yine sızdılar ve biz de soluğu Kordon'da alarak bira & çerez ikilisine kaptırdık kendimizi. Yaşasın tatil:)

Pazar günü artık şehir içini de bir gezelim diyerek, günümüzü çok uzaklara gitmeden geçirmeyi tercih ettik.

  Saat Kulesi

Bozalar içildi. Kokoreçler yendi. Vapur sefası yapıldı. 3 erkek vapurun arkasına geçip etraftaki -onların deyimiyle- kooocaaaman gemilere ve vapurun arkasındaki köpüklere bakıp sohbet ettiler:)


   
Maşallah, uyumları çok iyiydi. Bizi hiç üzmediler. Arkadaşlıkları bir ömür böyle devam eder inşallah...


Güvercinler aç bırakılmadılar tabiki. Kutluay uyuduğundan, bu görev Ege ve Efe'ye düştü:)
Pazartesi Öznur ve Kutluay'ın bizden ayrılacakları gündü. Hep beraber Urla'ya gittik. Kutluay'ın babasının kazı yeri buradaydı. Hem çok güzel bir hale getirdikleri kazı evini gördük hem de kazı yerini. Kazı evinde çok şeker hayvanlar vardı. Kedi, köpek, eşek, çeşitli tavuklar, tavşanlar, ve güvercinler vardı. Yeterince bilgilendirildik. Mutlu mesut Öznurların Kuşadası'nda kalacakları otele doğru yola koyulduk.

         Kazı evi 


               Kazı evi

                  Asılın kürekleereeeee!!!


              Beğendik bu kayığı, alalım anne! :)

 3 minik adam, Kuşadasın'da denizin ve kumun tadını bir güzel çıkardılar.



Denize gireceğimizi öngörmediğimizden mecburen beyaz 'mayolarıyla' denize girmek durumunda kaldılar. Bu durum onları hiiiç ama hiiiç ilgilendirmedi. Çevreye verdiğimiz 'görsel' rahatsızlıktan dolayı özürlerimizi sunarız:)


  
Kuşadasın'da Öznurları bırakıp Ela ile İzmir'e geri döndük. Yolda güya çöp şiş yiyecektik ama neyse. Seneye alacağım olsun:) 

Salı günü Foça'ya gidelim dedik. Yol beklediğimizden biraz uzun sürdü:) Sonuçta vardık. Deniz Ilıca kadar hoşumuza gitmemiş olsa da Efe ile Ege gayet güzel eğlendiler. Biz de anneler olarak 'bu çocuklardan öğrenecek çok şeyimiz var; mekan neresi olursa olsun, her koşulda tadını çıkarmayı biliyorlar' diyerek iç çektik. Giritli'nin dondurması meşhurmuş diyerek, dondurma yiyenleri takip etmek suretiyle mekanı bulduk:) Uzun zamandır özlediğim tat olan kağıt helvada dondurmalarımızı afiyetle midelerimize indirdik:) Efe ise ilk defa kağıt helva yemiş oldu. Oldukça beğendi minik adam.. Sakızlı dondurmayı şiddetle tavsiye ederim. Biz hafta içi gittiğimizden şanslıydık fakat hafta sonu, duyduğumuza göre dondurmacının önünde uzuuun kuyruk olurmuş...


Bu kadar keyiften sonra uçağa yetişmek için biraz (!) acele etmemiz gerekti. Sonuçta uçağa zamanında ulaşıp, Ankara'ya geri döndük. Çok güzel bir tatil oldu bizim için. Analı&oğlanlı tatilin tadına doyamadık. Her fırsatta isteriz artık:) 

4 yorum:

Oslem dedi ki...

Herbir satırını yüzümde gülümseme ile okudum. Ne tatlısınız siz ya:)))

Tulin dedi ki...

Supersiniz!
Ama ucaga ucucuna yetisip bikinilerle binmek zorunda kaldigini yazmamissin Serpil'im :))

Serpil dedi ki...

Ha haaa!! Bikini uzerinde neyseki mini bi elbise vardi;) haklisin es gecmisim bu detayi;d

Serpil dedi ki...

Sagol Ozlemcim.. O senin tatliligin;)