Daisypath Happy Birthday tickers

Daisypath Happy Birthday tickers
Lilypie Second Birthday tickers

13 Aralık 2011 Salı

Bir İstanbul Masalı:)

Hafta sonu İstanbul'daydık. Dedemizin 40'ı için. Cumartesi sabah 7.30'da döküldük yollara. Kahvaltı için simitçiden sıcak sıcak simitler ve minik kaşar peyniri alıp yolda afiyetle yedik. Efe yolda kucak diye bir iki mızıldansa da 10 dakikalık mola dışında hep koltuğunda oturarak mutlu etti beni. Ananemizi, teyzemizi, dayımızı, ve diğer akrabaları gördük. Pazar günü ise teyzemizin evine kahvaltıya gittik. Efe ve kuzeni Meriç çok güzel vakit geçirdiler. Keşke Efe ikinci çocuğumuz olsaydı diye geçirdim içimden:) Ya da ablamlara daha yakın otursaydık, değil mi? Sanki daha güzel bir çözüm gibi:) Keşke bütün kuzenlere yakın olsaydık. 4 tanesi Belçika'da, 2 tanesi de İstanbul'da olunca bu pek mümkün gözükmüyor gerçi...


Dönüş yolunda da yaklaşık 2 saat güzel güzel uyudu kuzum. Sonrasında da Bolu tüneline daha ne kadar var? Ne zaman Bolu tüneline geleceğiz diye sorup durdu:) Yolun geri kalan kısmında da sadece 1 defa 10 dk mola için koltuktan kalktı. Ben bu mola işini sevdim. Yoksa yol boyunca kucaaama kucaaaama diyip duruyor!

Tünel öncesinde Burger King kaçamağı yaptık. Hamburgerin yarısı kemirildi. Patates ise hiiiç affedilmedi:) Hamileyken canım çok patates kızartması çekmişti. Sonucu ortada:P


Teyzesinin kedisine bayıldı! Kedi de sevilmeyecek gibi değilki. Tam bir sırnaşık. ODTÜ'nün kedilerinden farkı yok:)


Efe artık biraz daha büyüdüğüne göre kampanyalı uçak bileti fırsatlarını kaçırmayıp, İstanbul'a daha sık gitmek gerek. Meriç ile Efe çok şekerlerdi ya! Bir ara üst kata çıktığımda Meriç Efe'ye odaları tanıtıyordu. Banyoyu gösterip 'Burası boşaltım sistemi' demesine bayıldım:)

5 Aralık 2011 Pazartesi

Pazardan aldım bir tane!

Şöyle bir geçmişi düşündüğümde, annemle her hafta pazara gittiğimizi hatırlıyorum. Çokta keyif aldığımı da hatırlarım. Hala çok severim pazara gitmeyi, pazar yerini acele etmeden rahaaat rahat dolaşmayı. Önce fiyatlara şöyle bir göz atmak gerek, değil mi? Ya da kereviz aldıktan sonra 'tüh keşke buradan alsaymışım, yeşilliği daha fazlaymış!' dememek için:) Bu pazar deneyimleri oğlumda nasıl bir yer eder bilemiyorum ama bir kaç haftadır pazar günleri babamızla beraber minik oğlumuzu da yanımıza alıp pazara gidiyoruz. Minik adam montu, beresi, atkısı - pardon boyun bağı :) - ile yanımızda. Pusetine de binmek istemiyor. Kendisi yürüyecekmiş efenim pazarda:) Pazarı sevmesi yönünde iyiye işaret diyebilir miyiz?:)